Ama o sıralarda üniversitenin "kafkas ekibi" yok.
Bir ekip kuruldu ve 15 gün boyunca sıkı bir çalışma başladı.
Türkiye'nin her yerinden öğrenciler ilk defa yapacakları bir deneyim için canla başla çalışıyordu. Bunlardan biri de ben denizdi.
Tabi ki yine arkalar oynuyordum ama bu sefer görünmemek gibi bir şansım yoktu çünkü sayı azdı (5 çift) ve asimetrik hareketler daha çok dikkat çekerdi...
Dediğim gibi de oldu. Konuk çok önemliydi ve Siyasetin nabzını tutan gazetecilerden biriydi. Sürekli bir şeyler yiyordu. Gözü ister istemez bana kayıyor ve gülüyordu...
Dans, verilen önemi gösterirken dans esnasında yemek yemek dansa değer verilmediğini gösterir. Bir eser icra edilirken her şey bırakılıp o eser seyredilir.
Sonra neden bana bakıp güldüğünü anladım: giydiğim kıyafet lise öğrencilerine aitti ve benim iri vücuduma dayanamayıp bacak arası yırtılmıştı. O yırtık olağanüstü dansımla birleşince de insanın dikkati ister istemez benim üzerime yoğunlaşıyor.
Davetli bir gazetenin yazarı, dansçılar 15 gün emek verip hazırlanan üniversite öğrencileri eser ise 15 dakika sürmüyor.
Benim hafızamda kalan ise kafkas dansının asil yanı ve yöneticilerin gösteriş yanlısı politikaları...