4 Nisan 2008 Cuma

İnsan merkezli eğitim -ideal ve gerçek-

Katıhal Fiziğine Giriş dersi alanlar bilir ki durum yoğunluğu denilen bir konu vardır. Bu konuda deneysel bir grafik vardır. Bu grafikte üstel bir artış vardır ama artıştan sonra sabitleşen bir grafik ucu vardır. Silisyum yada Germanyum için bir ısı sığası ile sıcaklık verileriyle ortaya böyle bir grafik çıkar. İşin ilginç olan tarafı Debi (Debye) ve Aynşıtayn (Einstein) tarafından iki yaklaşım ve farklı formül vardır. Bu iki formülde teorik bir yaklaşım ve modelleme getirir ancak gerçeğe %100 uyumlu da değildir.


Bu yazıyı sizinle paylaşmamın nedeni bu teorik ve pratik arasındaki kusurlardır. Lisede bize ideal gazlar anlatılırdı ve bunun bir yaklaşım olduğu gerçekte bahsedilen davranışları tamamen gösteren gazların olmadığı söylenirdi.


Binalar arası yollara bir bakın insanlar hep kestirme yollar açmışlardır. halbuki mühendisler binaları cetvellerle ideal olarak tasarlarlar. Yapılan kaldırımlarda yürüyen azınlık ile daha kısa gideceği yere varmak isteyen çoğunluk. Peki neden insana özgü bir tasarım yapılmaz?


Çünkü her zaman ideal gerçekten farklılık gösterir. Buna rağmen gerçekler saklanır, yuvarlanır ve ideale çevrilmeye çalışılır. Basılacağı biline biline uç kısımlara çiçek ekme düşüncemiz hep idealist düşüncelere dayanır. Halbuki gerçekçi düşünce,kaldırımları tasarlarken binalar arası en kısa güzergahı esas alarak planlama yapar.




Yıllarca öğretmen merkezli eğitim vermişiz ve bu eski bir yaklaşımmış. Yeni yaklaşım öğrenci merkezliymiş ve daha güzelmiş. Bir ideal daha...gerçek nedir peki?

Bazen öğretmen merkezde olup eğitim verir bazen de öğrenci merkezde olup etkinlik yapar bilgiye erişmeye çalışır. Yani merkezde ikisi de var. Sığmazlar mı diyorsunuz? Çıkarın o zaman ikisini de "insan merkezli eğitim" deyip uzlaşalım.