Ne önemi var, imzalasalar da imzalamasalar da, kitap kitaptır derdim ama imzalı kitapları sanki daha bir hevesle okudum.
Üç kitap aldım;
Bunlardan ilki Nihat Genç'in "Köpekleşmenin Tarihi" oldu. Kapak içine "Şahin'e bu ülkenin soylu güzel çocuklarına sevgilerimle" yazdı.
Diğer kitap Hulki Cevizoğlu'na ait olan "Tarih Türkler'de Başlar" kitabıydı ve kendisi kapak içine "Sevgili Şahin Bülbül'e en iyi dileklerimle" yazdı.
Üçüncü kitap imzasızdı ama diğer kitaplar kadar önemliydi çünkü eğitimle ilgiliydi. Bu fuar beni "cin ali" ile tanıştırdığı için çok önemliydi. Üçüncü sınıfta okumayı öğrendiğim için hep duyar ve resimlerine bakardım ama çocuğuma okuduğumda çok profesyonel hazırlandığını fark ettim.
Kitap 1. ciltten 10. cilde doğru gittikçe ağırlaşıyor (kolaydan zora) ama her kitapta önemli konular işleniyor(boş lakırtı yok). Örneğin 5. cildinde misafire nasıl davranılır, taşıtlar ve oyuncakları paylaşma gibi konular işleniyordu.
Daha önemlisi 2,5 yaşındaki çocuğum cin aliyi çizebiliyor. İlk çizdiği karakter "cin ali" oldu çünkü çok kolay çizimi var. Hazırlayan öğretmene helal olsun.
Öyle bir anlatımı var ki eşim okurken bir ifadeyi değiştirmiş bizimki hemen fark etmiş. İfadeler o kadar sade yani.
Nihat Genç'in dediği gibi "bu ülkenin soylu güzel " öğretmenleri isterlerse nasıl klasik oluşturabiliyor ve bu toprağın ihtiyacına çözüm bulabiliyor. Bence Sayın Cevizoğlu haklı "Tarih Türkler'de Başlar" yeter ki aşağılanmışlıktan kurtulup kendimize inanarak çalışalım.
Bu arada iki büyük yazarımıza da ilk kitabım olan "kaos ve eğitim" i hediye ettim. Belki okumazlar ama almış olmaları bile benim için yeterlidir. Son derece nazik bir dille kabul ettiler. Bana da kitap içine nasıl yazı yazılır öğrettiler. Eee hayat boyu eğitim dediğimiz bu olsa gerek.