29 Eylül 2022 Perşembe

Merhaba anneciğim ve babacığım,


Ellerimden sıkıca tutun. Ben bırakmadıkça sakın bırakmayın!

 Bana yalan söylemeyin! Belki paramız yoktur, olabilir. Bana insanların parasız olabileceğini öğretin ve “sonra alırız” demeyin. Beni kırmak istemiyorsanız dikkatimi başka bir şeye odaklayın ama lütfen yalan söylemeyin!

 Beni öpün, kucaklayın, koklayın ve bana sevdiğinizi tekrar tekrar söyleyin!

Oyun içinde atım, devem ya da arkadaşım olabilirsiniz ama rollerimizi karıştırmayalım, ben sizin küçük yavrunuzum.

Beni küçük görmeyin, benim küçük bir adam olduğumu unutmayın!

 Benim toprakla, arkadaşlarımla oyun oynamamı ve sokakta koşmamı sağlayın. Oyunumu lütfen bozmayın!

Bana hava kararınca eve dönmem gerektiğini öğretin ama oyunumu bölmeyin, arkadaşlarım yanında beni küçük düşürmeyin!

 Beni çiçek gibi giydirin, güzel kokular ile temiz kıyafetlerle gönderin. Döndüğümde üstüm kirlenince kızmayın çünkü öğrenmek o kadar başımı döndürmüş ki görünüşümü kontrol edememişim.

 Bana karşı samimi, içten davranın. Ben, anlarım.

 Beni sakın dövmeyin. Ben sizi çok seviyorum ve inanın sizin kızgın olmanız bile hatamı anlamam için yeterlidir. Siz dövdükçe benim size olan sevgim azalıyor.

 Ben bir hata yapınca bir de siz kızmayın. Zaten yaptığım yanlış işin etkisinde iken bir de sizin azarlamanız beni çok etkiliyor.

 Siz beni severken üzerinize çişimi yapabilirim, ben çocuğum; lütfen bana kızmayın ve telaşlanarak beni de telaşlandırmayın. Bırakın rahatça çişimi yapayım, bitince değiştirir, temizlenirsiniz. Unutmayın, siz temizlenebilecek kadar büyüksünüz ben ise kızılmayacak kadar küçük.

 Beni ağlatmamak sizin birinci görevinizdir. Beni ağlatmamak demek her isteğimi yapmak demek değildir dolayısıyla şımarık bir çocuk olmam, korkmayın!

 Arkadaşlarımla beni karşılaştırmayın! Beni onlarla kaynaştırın!Beni kötü ve sevmediğim lakaplarla çağırmayın. Arkadaşlarımın isimlerine benzeyen güzel isimler koyun ve beni samimi anlarımızda sevdiğim, hoşlandığım, güldüğüm ve eğlendiğim yakıştırmaları kullanabilirsiniz.

 Ben bazı şeyleri anlamamış olabilirim, kendimi anlatamamış olabilirim. Beni yalnız bırakmayın! Desteklerinizi başkalarının beni kötü anlamaması için esirgemeyin!

 Bazen ağlayabilirim, “erkekler ağlamaz” deme! Neden ağladığımı sor! Bir sıkıntım var ve anlatamıyorum ki ağlıyorum. Lütfen başımı okşayarak sor. Ağlayan gözdür ve gözün cinsiyeti olmaz, üzülen her çocuk ağlar.

 Bazen bana sormadan benim ile ilgili kararlar alıyor benimle küçük sırlarınızı paylaşmıyorsunuz. Söyler misiniz ben karar vermeyi, sır saklamayı nasıl öğreneceğim?

 Ben sadece annemle ya da sadece babamla vakit geçirmek istemiyorum. İkinizle de eşit ve bazen birlikte zaman geçirmek istiyorum. Pahalı oyuncaklara gerek yok. Yeter ki siz benim önüme tencereyi ve kaşığı koyup sabırla dinleyin. Dinleyicisi olmayan müzisyen olmaz değil mi?

 Ninniler dinlemek, bilmeceler çözmek, tekerlemeler söylemek istiyorum.

 Bir şeyler kesmek, boyamak ve yapıştırmak istiyorum.

 Güzel olduğunda aferin duymak, kötü olduğunda nasıl güzel olacağının öğretilmesini istiyorum.

 Çok mu şey istiyorum?

 Aslında ben tek bir şey istiyorum;

 Benim temiz dünyamı kirletmeyin, kendi kirli dünyanızı birlikte temizleyelim. Ben size öğretirim korkmayın!

 Örneğin; ben üzülünce ağlar, mutlu olunca gülerim ama sizler saklıyorsunuz duygularınızı.

 Siz de çocuk oldunuz ama çocukluğunuzda yapamadıklarınızı bana yaptırmaya çalışmanız doğru değil. Benim yapmak istediklerime destek olun. Omuzlarım hem kendi hem de sizin dünyanızı taşıyacak kadar güçlü değil.