
İSTANBUL - Modern bilimin kuruluşunda Doğu'nun, özellikle Müslüman Doğu'nun payı nedir? Bu sorunun yanıtını 60 yıldır arayan Prof. Dr. Fuat Sezgin, Doğu' nun hak ettiği yeri almasına ciddi katkı yapan bir isim. Prof. Sezgin, 'bilimler tarihi' alanında dünyanın sayılı isimlerinden.
Almanya'daki Goethe Universitesi Arap-İslam Bilimleri Tarihi Enstitüsü Müdürü Sezgin, son olarak İslam âlimlerinin kitaplarına dayanarak yaptırdığı 800 icadın yer aldığı müzesiyle konuşuldu. Sezgin, Frakfurt'taki müzede yer alanların, buluşların yüzde 1'i bile olmadığını vurguluyor. Bu koleksiyonun 2006 ilkbaharında, Paris'te geniş kapsamlı bir sergiyle tanıtılması hedefleniyor.
Prof. Dr Sezgin'e göre 'modern bilim'in temeli, 9-16. yüzyıl arasında yaşayan Müslüman bilim adamlarına dayanıyor. Bu bilgilerin Sicilya ve Endülüs'te yapılan çevirilerle Avrupa'ya ulaştığını anlatan Sezgin, Portekizlilere mal edilen modern denizcilik bilimini örnek veriyor:
"Denizcilik ilminin iki temel prensibi vardır. Biri, engin denizde büyük mesafeleri ölçmek, diğeri de bulunduğunuz noktayı tespit edebilmek. Müslümanlar bu iki temeli 15. yüzyılda kurmuştu. Afrika ile Endonezya'nın Sumatra Adası arasındaki mesafeyi 20-30 kilometre hatayla ölçmüşlerdi. Bunun ötesinde Müslümanlar, enlem-boylam derecelerini gösteren dünyanın ilk haritasını çizdi. Bugün küçük düzeltmeler dışında bunun doğru olduğunu görürsünüz. Kuzey-güney, kuzey-doğu, hatta en zoru olan ekvatora paralel ölçümleri yapabiliyorlardı. Avrupalılar bunları Müslümanlardan öğrendi ama trigonometri bilgileri yeterli olmadığından nasıl yapıldığını bir türlü anlamadılar."
Schröder'den mektup var
İslam bilginleriyle Prof. Dr. Sezgin'in yolu, 1942'de İstanbul Üniversitesi Arap Filolojisi eğitimi almaya başlamasıyla kesişir. Ünlü şarkiyatçı Alman Prof. Dr. Helmut Ritter'le tanışır. Matematiğe meraklıdır. Hocası, Harizimî, Ebu'l-Vefa Buzcanî, İbn Heysem, Birunî gibi isimlerin, sonraki dönemlerin Avrupalı matematikçileriyle aynı seviyede, yer yer üstün olduğundan söz eder. Arapça öğrenmesini de önerir. Sezgin, Arapçayı nasıl öğrendiğini şöyle anlatıyor: "O tarihlerde Almanlar Bulgaristan'ı işgal etmişti. Türkiye'de devlet bütün üniversiteleri kapattı. Eve kapandım ve altı ay hiç çıkmadan çalıştım. Babamdan kalan 'Taberî Tefsiri'ni okudum. Hepsini anlamasam da ısrarla okuyor, Türkçe Kur'an tefsirleriyle karşılaştırıyordum. Bu şekilde gece gündüz 30 cildi okudum." Ritter'e "Hayatta bir dili bu kadar hızlı öğrenen birini görmedim" dedirten Sezgin, Süryanice, Farsça, Latince ve İbranice eserleri orijinallerinden okuyabilir hale gelir. Yakınlarına göre şu anda 27 dili 'çok iyi bilen' Sezgin, İÜ Arap Edebiyatı'nda öğretim üyesi olduğunda İslam bilimleri tarihini yazmaya karar verir. Ama 1960 darbesinde üniversiteden atılan 147 profesörün arasında onun da adı vardır. ABD'den iki, Almanya'dan bir davet alır. Sık sık İstanbul'a gelip gitmek için Goethe'yi tercih eder. Frankfurt'a gittiğinde karşısında 'İslam Bilimleri Tarihi' yazmaya çalışan uluslararası bir komite bulur. 12 ciltlik kitabının ilk cildi 1967'de yayımlandığında komite kendini lağveder. Sezgin bugün 80 yaşında ve son yazdığı beş ciltlik İslam bilimleriyle ilgili kronolojik buluş indeksinin yer aldığı kitap için Alman Başbakanı Gerhard Schröder'den şöyle bir mektup aldı. "Bu iki kültür dünyasını birbirinden ayıran kesimlerin karşısında mücadele edebilmemiz için bize en büyük desteği verdiniz."
Gökyüzü ölçülüp biçildi
İslam bilginlerinin sonradan 'Avrupa bilimi'ne temel olacak bilimsel çalışmaları konusunda Sezgin şu bilgileri veriyor:
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=147789