6 Mayıs 2008 Salı

Ben bile anlamazken şiirlerimi, sen kimsin ki okuyorsun?

Sevgi küçük bir akarsuydu,

Yüreğime akan.

Karşıma çıktığın günden beri,

Birikti,doldu,taştı.

Sonra ayrıldın.

Çekildin karşımdan.

İşte bu çağlarcasına akan,

Coşkulu ve delice gürleyen nehir;

Sana olan aşkımın eseridir.

Derin bir kuyunun içindeyim.

Derin, soğuk, karanlık ve sensiz.

Önce ışık yaktın yüreğime.

Sonra elini uzattın ve çıkardın beni;

Yalnızlık aleminden.

Çöl ortasında susuz kalmış yolcunun,

Suya kavuştuğu gibi kavuştum sana.

Fakirlik; gözlerindeki hazineyi keşfedinceye kadarmış.

Artık saçlarına papatya takıp,

Nüfus cüzdanını alacağım anı görüyor,

Masa başında oturup,

Ayağıma basacağın gün,

Söyleyeceğim cümleyi planlıyorum;

“Evet,sonsuza kadar.”

Gözlerinden seyredeceğim her film güzeldir.

Çünkü;başrolde hep sen varsın.

Ve sana söylediğim sevgi sözcükleri çok değerlidir.

Çünkü; bir tek sen duyacaksın.

* * *

kızacaksan bana bağır.

Seveceksen bana sarıl.

Benimle dinlen, benimle yorul.

Sor papatyalara onlar bilir.

Seni ne çok sevdiğimi.

* * *

Yağan kar ne kadar güzeldir.

Her yerden, aralıksız ve beyaz gelinlikler içinde.

Tıpkı senin gibi.

Keşke seni görebilmek için daha çok gözüm olsaydı.

Kelimeler havada dans ederse,

Kulaklarım bir melodi arar.

Ve duygularım ,

Rüzgara direnen bir yelken gibi

Yön verir fikrime.

Yasla kulağını yüreğime de duy!

Tek kaptan sensin bu gemide.

* * *

Aşığın gözü kördür diyen yalan söyler.

Nereye baksam seni görüyorum.

* * *

Dondurma yemek hiç bu yaz kadar soğuk olmamıştı.

Şimdi anladım gömlekle kışın üşümememin nedenini.

Özledim yalnız bana bakan gözlerini.